Medya

Öncü düşünür - öncesi ve sonrası: Metilen mavisi

Pioneer_thinker.jpg

Alman kimyager Heinrich Caro, metilen mavisini ilk olarak 1876 yılında sentezledi. Fransa doğumlu bilim adamı Claude Wischik, Alzheimer hastalığının tedavisinde sentetik boyanın potansiyelini keşfetti.

1868_Forschungsleiter_Heinrich.jpg
Heinrich Caro. The German chemist first synthesized methylene blue in 1876.

Boya yapmak en eski beşeri faaliyetlerden biridir. İlk çağlardan itibaren, boyanın formülü kuşaktan kuşağa devredilmiştir. 19'uncu yüzyılın ortalarına kadar, temel içerik maddeleri bitkilerden oluşmaktaydı. Fakat endüstri devriminin gerçekleşmesi ve tekstil endüstrisinin hızlı gelişmesiyle, doğal boyalar artan talebi artık karşılayamaz hale gelmişti.

Heinrich Caro işte böyle bir ortamda kariyerine başladı. Kimya heyecan verici ve hızlı gelişen bir alandı. Leylak rengi olan ilk sentetik kömür katranı boyasının 1856 yılında İngiltere'de William Perkin tarafından elde edilmesinin ardından kimyagerler Avrupa’da yüksek fiyatlara satılan parlak renkli çeşit çeşit sentetik boyalar keşfettiler. Bilim ve sanayi çok yakında kârlı bir işbirliğine girmek üzerelerdi.

1834 yılında Prusya'nın Posen (bugün Polonya'da Poznań) şehrinde doğan Caro, Berlin Gewerbeinstitut'da tekstil boyacısı eğitimi gördü, aynı zamanda üniversitede kimya dersleri verdi. İlk işine 1855 yılında, halen doğal boyaların kullanılmakta olduğu Mülheim an der Ruhr'deki bir pamuklu basma firmasına boyacı olarak girdi. Firma Caro’yu, buhar kullanımındaki gelişmeler de dahil olmak üzere en güncel teknikleri öğrenmek için İngiltere'ye gönderdi. Bir süre sonra burada, Manchester kimya firması Roberts, Dale & Co.'da iş buldu. Gittikçe tam gelişmiş bir organik sanayi kimyageri haline geldi ve daha etkili bir leylak rengi sentezini de kapsayan bir dizi icat yaptı.

Caro was drawn back to Germany in 1866, where the new chemical firms provided exciting opportunities. He brought with him, from his time in England, an approach that fused academic, research-based science with an understanding of the commercial needs of industry. This proved highly fruitful in his position as the first head of research of the Badische Anilin- & Sodafabrik (BASF) in Ludwigshafen.

Caro, 1866 yılında, yeni kimyasal firmaların heyecan verici fırsatlar sunduğu Almanya'ya geri döndü. Beraberinde, araştırmaya dayalı bilimi endüstrinin, ticari gereksinimleri anlayışıyla karıştıran yaklaşımını da getirdi. Bu sayede, Ludwigshafen'deki Badische Anilin- & Sodafabrik (BASF)‘de araştırma bölümünün ilk başkanı olarak çalıştığı pozisyona bir hayli katkı sağladı.

Burada 1876 yılında yeni bir ara ürün üzerinde çalışırken kumaş için saf mavi boyayı, metilen mavisini sentezledi. Bir yıl sonra BASF, kömür katranı boyası kullanılarak elde edilen metilen mavisi için Almanya'nın ilk patent ödülünü aldı.

Caro, kimyasal buluşları korumak adına patent kanununun gelişmesine yardım ederek Alman kimya sanayisi için baş konuşmacı olmaya devam etti ve BASF'deki çığır açan çalışmaları Alman kömür katranı boyası sanayisinin kuruluşunda anahtar rol oynadı. 1884 yılında BASF'nin Yönetim Kurulu Üyeliğine katıldı ve altı yıl sonra firmanın Denetim Kuruluna transfer edildi. 1910 yılında 76 yaşında Dresden'de vefat etti.

Böylece metilen mavisi, sadece boya olarak önemli bir rol oynamaktan çıkıp temizlik ve tıp alanında da nbsp;çeşitli kullanım alanlarına sahip oldu."

Prof Claude M. Wischik and TAU
Claude Wischik. The French-born scientist discovered methylene blue’s potential as a treatment for Alzheimer’s.

Claude Wischik, Profesör Sir Martin Roth'un sorumluluğunda 1980 yılında Ph.D. için Cambridge Üniversitesi’ne geldiğinde, dünya çapında bilim adamları Alzheimer'ın (etkili hiçbir tedavisi olmayan ve on milyonlarca insanı etkileyen hastalık) nedenlerini bulmaya çalışıyordu.

 

1906 yılında hastalığı ilk defa keşfeden Dr. Alois Alzheimer, bu hastalıktan muzdarip olan insanların beyninde kalın fiber yumaklar tespit etti. Yıllar sonra, Roth yumakların oluşumu ile bunamanın derecesi arasında bir ilişki olduğunu belirledi. Wischik'e yumakların ne olduğunu bulma görevini verdi.

Fransa'da doğan ve Avustralya'da büyüyen Wischik, Alzheimer'ın araştırılmasında önemli bir rol oynamadı. İlk diploması matematik ve felsefe alanındaydı. Tıp alanına girmesinin tek sebebi, müstakbel eşi ile tanışmasının ardından "uygun bir işe ihtiyacı olduğu" gerçeğinin ortaya çıkması olduğunu söyleyen Wischik şöyle devam ediyor “Sorun şuydu,  kendimi her geçen gün konuya daha fazla ilgi duyarken buldum.”

Cambridge'de laboratuvarda çalışırken, Wischik yumağı daha tanımlamadan izole etmek zorundaydı.  İş arkadaşları örneklerdeki alsiyan mavisi ve dimetil-metilen mavisini kullanmasını tavsiye etti. Böylece yumak fiberleri parçalamayı başarmıştı. Bu beklenmedik gelişme, "eğer yumağı eritecek bir ilaç geliştirilirse, bu Alzheimer'ın tedavisinin temeli olabilir miydi?" düşüncesini aklına getirdi. Wischik yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor “Çok ilgimi çekmişti. Bileşenleri bulmak için kütüphanede bir gecemi harcadım. Metilen mavisine de o zaman denk geldim. Asıl önemli nokta, yumakları erittiği ve daha önce psikiyatri alanında kullanıldığıydı ve bu da beyine girdiği anlamına geliyordu.

Wischik yumakların, normalde beyinde bulunan fakat Alzheimer hastalarında kendini geriye çeken ve kendi kendine yayılan oligomerlerde toplanan bir protein olan taudan meydana geldiğini keşfetti. Taunun toplanmasını engelleyecek bir yol bulduğunu umdu ve teorinin artık test edilmesi gerekiyordu.

Yatırımcılarla beraber, TauRx firmasını kurdu ve 2'nci safha klinik deneme çalışmalarına başladı. Şimdiye kadar, İskoçya Aberdeen Üniversitesi Akıl Sağlığı Kürsüsü’nde görev aldı. Burada organik kimyager Profesör John Storey ile tanıştı. Wischik “Storey’nin rolü çok önemliydi” diyor ve şöyle devam ediyor “Metilen mavisi tam anlamıyla saf olmayan bir boyadır. Eczacılık alanında kullanılmasına rağmen, uzun süreli dozaj için gerekli standartta üretilmemişti. Storey'nin yardımıyla, rember® adında uygun saf formu oluşturabildik.”

2'nci safha deneme sonuçları etkileyiciydi: İlaç, Alzheimer'ın ilerlemesini iki yıl boyunca durdurmuştu. Takım şu anda daha kolay emilen ve daha katlanılabilir olan LMTX™ adındaki alışılmışın dışındaki ilacın kararlı ve indirgenmiş biçimini kullandığı 3'üncü global safhayı yürütüyor.

Wischik, “Metilen mavisi bu noktaya gelmek için kullandığımız yapıdır” diyor ve  “LMTX™'in ilk hastalığı giderici Alzheimer tedavisi olmasını umut ediyoruz." diye ekliyor.

Metilen mavi: birçok yeteneği olan sentetik boya

 

1886 yılında, umut vaat eden bir doktor olan Paul Ehrlich çalışmaları esnasında ilginç bir olayın farkına vardığında metilen mavisinin tıbbi kabiliyeti ortaya çıktı: BASF tarafından sentezlenen metilen mavisi, canlı nöronları maviye dönüştürmüş ve insan kanındaki plazmodyum (sıtmaya neden olan parazit) üzerinde de aynı etkiyi göstermişti. Ehrlich, boyanın insan bedenindeki sıtmanın yerinin tespit edilmesinde kullanılabileceği sonucuna vardı.  Birkaç yıl sonra, metilen mavisini sıtmaya bir çare olarak başarıyla test etmiştir. Ehrlich, hayatında ilk defa sentetik bir madde ile bulaşıcı bir hastalığı tedavi etmişti.Fakat kinin zaten hâlihazırda sıtma ilacı olarak kullanıldığı için  boya da unutuldu. Sıtma, kullanılmakta olan ilaçlara karşı gittikçe artan direnç göstermeye başlayana kadar durum böyle devam etti. Ardından, Heidelberg Üniversitesi Profesörü Dr. Olaf Müller mavi boyayı tekrar incelemeye başladı. Birçok önemli özellik açısından metilen mavisinin tüm sıtma ilaçlarından daha üstün olduğunu keşfetti.  Aslında metilen mavisi, muhtemelen hastalığın geçişini baskı altına almak için en etkili ilaç ve BASF, Heidelberg Üniversitesindeki projeyi bu yüzden finanse ediyor.