Medya
Köprülerin mimarı
İsrail toplumsal ve ekonomik farklılıklarla bölünmüş bir ülke. Girişimci Benny Landa ve eşi Patsy tarafından oluşturdukları bir eğitim fonu aracılığıyla olumlu değişimler yaratmayı hedefliyor. Landa imkanı olmayan genç insanlara eğitim şansı sunarken bu canlı toprakları oluşturan farklı toplumlar arasında daha iyi bir anlayışı teşvik etmeyi hedefliyor.
700’den fazla patenti elinde bulunduran vizyoner bir mucit olan Benny Landa büyük işler başarmak için gereken küçük ayrıntıları çok önemsiyor. Şirketi Landa Corporation’un bulduğu yeni bir baskı işlemi sadece birkaç nanometre genişliğinde pigment partiküllerinden yapılan bir mürekkebi kullanıyor. Bu rakam bir insan saçına kıyaslandığında neredeyse 100.000 nanometreye denk geliyor. Bu nanoteknoloji baskı, Landa’nın ilk şirketi olan Indigo’nun 1990’larda öncülük ettiği dijital ofset baskı kadar çığır açan bir teknoloji olma özelliği taşıyor.
Bu hevesli girişimci, Landa Corporation’un Tel Aviv yakınlarındaki yüksek teknoloji merkezinde vakit buldukça bambaşka bir hayalin de peşinden gidiyor: İsrail toplumundaki sosyo-ekonomik farklılıklar arasında köprü kurmak. Kanada’da büyüyen Lenda “Benim gibi yoksul büyürseniz, bu üzerinizde derin izler bırakır. Bir şeyi yapmak konusunda özgür olmakla, zorunlu olmak arasındaki çelişkiyi bilirsiniz.” diyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra soykırımdan kurtulan bir anne babanın çocuğu olarak Polonya’nın Wrocław şehrinde doğan Landa, 1948 yılında ailesi ile birlikte Kanada’nın Edmonton şehrine göç etti. Marangoz olan babası bir tütüncü dükkanı satın aldı ve buraya vesikalık fotoğraf çekmek için küçük bir stüdyo kurdu. Bu stüdyoda, o devirde görüntüleri film yerine doğrudan kağıda aktarabildiği için dikkat çeken bir fotoğraf makinesi vardı. Bu makine genç Benny’e ömür boyu süren inovasyon tutkusunu aşılamıştı.
İsrail ve İngiltere’de öğrenim gördükten sonra eşi ile birlikte Kanada’dan ayrılan Landa, 1974 yılında temelli olarak İsrail’e yerleşti. Landa, yıllarca şirketi Indigo’yu işletmekle uğraştığı için başka şeyleri pek düşünemediğini söylüyor. “2002 yılında şirketi Hewlett-Packard’a sattığımda sonunda kafamı kumdan çıkardım ve gördüklerim beni şok etti, İsrail toplumunda çok büyük sosyal adaletsizlik ve eşitsizlik vardı” diyor.
Aynı yıl Landa ve eşi İsrail’deki yedi üniversiteye ve birçok sivil toplum kuruluşuna yıllık olarak bağış yapan Landa Eğitim ile Eşit Fırsat Fonu’nu kurdu. Bu fon “maddi imkanları dar, fakat zihninin imkanları geniş” genç insanların yüksek eğitim almasına yardım ederek sosyo-ekonomik uçurumları daraltmayı hedefliyor.
Benny Landa ve eşi bugüne kadar bu fona 50 milyon dolar harcamışlar, üstelik bağlılıkları halen devam ediyor. Fon aynı zamanda paylaşılan vatandaşlık değerlerini yayan Merchavin gibi sivil toplum kuruluşlarına sponsorluk yapıyor ve fonun Arapça öğretim programını yürütürken İsrailli Arap üniversite mezunları için meslek yerleştirme programı olan Kav Mashveh’i yönetiyor. Fonun bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler sayesinde, imkanı olmayan binlerce yetenekli genç üniversite diplomasına sahip oldu.
İsrail, eğitimli iş gücü ve hayat dolu yeni kültürü ile uluslararası ve ekonomik arenada etkin bir güç olmanın tadını çıkarıyor. Fakat Landa daha dikkatli baktığında iki toplumun hikayesini keşfetmiş. “İsrail’in bir kısmı Danimarka gibi çok ileride, iyi eğitimli, kişi başına düşen GSYH yüksek ve iyi yaşam şartlarına sahip. Fakat daha çok El Salvador’a benzeyen ikinci bir ekonomimiz var ki burada insanlar dar gelirli, aileler geniş, eğitim az, gelir ise çok daha az.”
İstatistikler dezavantajlı vatandaşların çoğunun ülke nüfusunun yaklaşık beşte birini oluşturan İsrailli Araplardan, Rusya ve Etiyopya gibi çok çeşitli ülkelerden gelen göçmenlerden oluştuğunu doğruluyor. Landa, “Bu durum sürdürülebilir değil. Hiçbir ülke kendi toplumunun büyük bir bölümünü geride bırakamaz” diye ekliyor.
Landa Fonu programlarına katılan tüm üniversitelerin öğrencileri takip etmesi, diğerlerine kıyasla ne durumda olduklarını bildirmesi ve okulu bırakanları izlemesi gerekiyor. En iyi sonuçları alan kurumlar daha fazla kaynak ile ödüllendiriliyor. Landa “Bunu her açıdan bir yatırım gibi yönetiyoruz” diyor. Genel olarak fondaki öğrencilerin çoğu okulların ortalamasının üzerinde performans gösterdiği için sonuçlar “çok iyi” geliyor.
Benny Landa’nın Kariyerinin Önemli Dönüm Noktaları
1946
Benny Landa, Polonya’nın Wrocław şehrinde doğdu.
1971
İngiltere’de Imaging Technology (Imtec) adlı firmayı ortağı ile birlikte kurdu.
1977
Landa İsrail’in Rehovot kendinde Indigo’yu kurdu. Şirket dijital ofset baskı makineleri geliştiriyor ve üretiyor.
1994
I Indigo NASDAQ listesine girdi.
2002
Hewlett-Packard Indigo’yu satın aldı. Landa Corporation ve Landa Eğitim ile Eşit Fırsat Fonu kuruldu.
2012
Landa Drupa Fuarı’nda nanografik baskı sistemlerinin ilk gösterimini yaptı.
Sosyal yatırım
Landa “Biz buna yardımseverlik demiyoruz, sosyal yatırım diyoruz” diyor.“Geri dönüşü dolar ya da avro şeklinde olmuyor, daha çok manevi bir biçimde oluyor, ama buralardaki en iyi yatırım bu.”
Örneğin Ben-Gurion Üniversitesi’nde malzeme mühendisliği eğitimi gören, bir zamanlar okula gidecek otobüs parası bile olmayan bir İsrailli Arap Mahmud Mahamid’in hayatını değişti. Tıbbi laboratuvar bilimleri bölümünde okuyan Yahudi bir Rus göçmen olan Luana Gutman, Landa bursunu kazanmadan önce çok büyük sıkıntılar içinde yaşıyordu. Landa “Bu destek bu çocuklara hayat veriyor. “Onlara olan inancımızı haklı çıkarmaya çok hevesliler.”diyor.
Kültür ve değerleri paylaşmak
Landa, amaçları konusunda çok idealist. Kurduğu fon çeşitli yerlerden birçok övgü toplamış olsa da başarıları onu tatmin etmiyor. Bu nedenle fonun kapsamını İsrailli Araplar ile Yahudiler arasındaki “varoluşsal ve kültürel uçurumları” kapsayacak şekilde genişletiyor. “Landa Eşit Fırsat Projesi” İsrail’in prestijli Teknoloji Enstitüsü Technion aracılığıyla hem sağlık hizmetleri hem de kuzeydeki İsrailli Arap lise öğrencileri için akademik hazırlık hizmetleri sunuyor. Fon aynı zamanda İsrailli çocuklara Arapça öğreten programlara da sponsor oluyor. Landa, ancak aynı dil konuşulduğunda diğer kişilerin kültür ve değerlerinin anlaşılabileceğini düşünüyor, bu da ülkedeki Yahudiler ile Araplar arasında sevgi ve anlayışı teşvik edebilir.
Landa “Birçok insan İsrail’in karşı karşıya olduğu en büyük tehdidin dışarıdan geldiğini düşünüyor. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Toplumlar fırsat eşitsizliği nedeniyle bölünür, dışarıdan gelecek herhangi bir tehdit yüzünden değil.” diyor.
BASF Stiftung Afrika’daki gençlerin iş perspektifini geliştiriyor
Güneşin ısıttığı Kenya, Doğru Afrika’nın en güzel manzaralarından birine sahip. Öte yandan ekonomisi sahip olduğu potansiyeli gerçekleştiremiyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Raporu’na göre işsizlerin %80 gibi çarpıcı bir oranı 15 ila 34 yaşları arasındaki genç insanlardan oluşuyor.
Daha iyi bir eğitim, çözümün bir parçası. Ortak yürütülen bir proje olan “Girişimlerin Desteklenmesi için Öğrenci Eğitimi (STEP)”, hevesli girişimcilere kendi işlerini nasıl kuracaklarını ve yürüteceklerini öğretiyor. Bu girişim UNESCO Almanya Komisyonu, Lüneburg Üniversitesi ve Almanya’nın Ludwigshafen şehrinde kurulu bir yardım vakfı olan BASF Stiftung tarafından destekleniyor.
Geçen yıl başkent Nairobi’deki Kenyatta Üniversitesi’nden 200’ü aşkın öğrenci; işletme, muhasebe, pazarlama ve iş hukuku hakkında STEP kursları aldı. Uganda’daki 200 öğrenciye de benzer bir eğitim verildi.
Nairobi’deki BASF Doğu Afrika Direktörü Peter van den Hoek “Öğrencilerin kendi işleri için ortaya koydukları enerji ve yaratıcılığı görmek etkileyici” diyor. “Bu girişimcilik ruhu Afrika’daki pazarların gelişmeye devam etmesini sağlayacak.” Kenya ve Uganda’daki üniversiteler programı gelecekte kendileri yürütecekler.