Medya
BASF tarihinin kilometre taşları
İnovasyon, kurulduğu 1865 yılından bu yana, BASF tarihini yönlendiren güç olmuştur. Çivit mavisinden ses kasetlerine ve katalizörlere: BASF'nin geçmişine ve bugününe bir bakış.
1865
Bir kuyumcu ve girişimci olan Friedrich Engelhorn, “Badische Anilin- & Sodafabrik” (BASF) adlı anonim şirketi 1865 yılında Mannheim'da kurar. En başından beri büyük planları vardır: BASF yalnızca boya değil, aynı zamanda talep edilen hammaddeleri, yardımcı maddeleri, öncü maddeleri ve ara ürünleri de üretmelidir. BASF soda, anilin ve boya maddelerini portföyünde tutmakla kalmayıp ürün yelpazesini de sürekli genişletmektedir.
1897
Kırık bir termometre, çivit mavisi araştırmasında kat edilen ilerlemenin temelini oluşturur. İşle ilgili bu şanslı tesadüf örneğinde, BASF bilim adamları cıvanın, sentetik çivit mavisi üretiminin temel öncü maddesi olan ftalik asit üretiminde mükemmel bir katalizör olduğunu keşfeder. Bu çok değerli mavi boyanın ekonomik endüstriyel üretimi, en sonunda uygulanabilir bir seçenek olarak görünür. 17 yıllık araştırmanın sonunda, “Indigo rein BASF" (Türkçesi: BASF Saf Çivit Mavisi) adı ile satışa sunulmaya hazırdır. Sentetik çivit mavisi, dünya çapında, özellikle BASF'nin 1885 yılından beri aktif olduğu ve çivit mavisi ile boyanan mavi ceketlerin geleneksel bir kıyafet olduğu Çin'de satışa sunulur. Daha sonraları, 1960’lı yıllarda, çivit mavisi kot pantolonlar tüm kuşaklar tarafından benimsendi ve günümüzde dünya çapındaki pek çok kişinin gardırobundaki temel kıyafet halini aldı.
1913
Yeni yüzyılın başlarında, sodyum nitrat halinde ekin gübresi olarak kullanılan ve atmosferik olarak katılaştırılmış nitrojen rezervleri tükenmek üzereydi. Yeni nitrojen kaynaklarına fazlasıyla ihtiyaç duyuluyordu. BASF'de gerçekleştirilen 5 yıllık bir AR & GE çalışmasının ardından, Karlsruhe kökenli kimyager Fritz Haber'in bulduğu yöntem üzerinden devam eden Carl Bosch; atmosferik nitrojeni endüstriyel ölçekte dönüştürmeyi ve nitrojen gübre üretiminde kullanılan sentetik amonyağı üretmeyi başarır. Bu yöntemin olumsuz tarafı, amonyağın nitrik aside dönüştürülüp patlayıcı endüstrisine tedarik edildiği 1. Dünya Savaşı’nda kendisini gösterir. Amonyak sentezi, milyarlarca insanın beslenmesine katkı sağlamak üzere geliştirilmiş olup bugün de bu işlevini sürdürmektedir.
1936
1936 yılında, Londra Filarmoni Orkestrası, Ludwigshafen'de bulunan BASF Feierabendhaus'ta konuk sanatçı olarak yer alır. Bu ziyaretleri, dünyanın ilk canlı konser kaydı olarak gelecek kuşaklara aktarmak üzere kasete alınır. Ses kayıtları esasen dikte amacıyla kasete alınmıştır. Ancak konser, BASF'nin yeni manyetik şeritli kasetinin sağladığı imkânları gözler önüne serer. Bu kasetleri ilk kullananlar arasında radyo istasyonları yer alır. 1969 yılında Beatles grubu, son projelerinden biri olan ve hiç yayınlanmamış "Get Back Sessions" adlı çalışmayı bir BASF kasetine kaydeder. 1997 yılında, BASF global manyetik şeritli kaset işletmesini Güney Koreli KOHAP Grubu'na satar.
1951
Strafor, bilinen plastik maddelerden biri olup hafif bir köpük türüdür. 1951 yılından bu yana üretilen strafor, %98 oranında havadan oluşur. Bugüne dek etkili bir ev yalıtımının ve güvenli paketlemenin sembolü olmuştur. Örneğin, 1962 yılında Mona Lisa eseri her yere Strafor ile kaplanarak taşınmıştır. 1964 yılında, Kuveyt Limanı'nda farklı bir kurtarma operasyonu yaşanır: Batık bir canlı hayvan nakliye aracı, geminin içerisine pompalanan Strafor tanelerinin yardımı ile su yüzeyine çıkarılır. Ne yazık ki Walt Disney'in 1949'da benzer bir kurtarma operasyonunu hikâyeleştirdiğinin ortaya çıkmasının ardından (ana karakter olan Donald Duck batık bir yatı yüzeye çıkarmak için pinpon topları kullanır), bu sıra dışı kurtarma yöntemi için yapılan patent başvurusu boşa gider. Patent hukuku maddeleri gereğince bu durum, Strafor operasyonunun patentini almaya yönelik tüm umutları tamamen yok eden öncelikli bir kanıt teşkil eder.
1974
BASF, 1865 yılında esasen bir atık dönüşüm fabrikası olarak kurulmuş olsa da sentetik boya üretimi, katran adında istenmeyen bir atık madde oluşumuna yol açar; bu aynı zamanda kirletici madde de üretir. BASF'nin suyu, toprağı ve havayı korumaya yönelik ilk girişimleri, 1903 yılında pis kokulu dumanlardan arseniği çıkarmak, 1905 yılında ise atık suları renksizleştirmek olur. Artan çevre bilincine ve sıkı düzenlemelere karşılık olarak, BASF 1960’lı yıllardan itibaren çevreyi koruma çalışmalarını daha da ileriye taşır. Önemli dönüm noktalarından biri de 1974 yılında Ludwigshafen bölgesinde yeni bir atık su arıtma tesisinin hizmete sokulması olur. Bu tesis, o dönemde Avrupa'nın en büyük mekanik biyolojik arıtma tesisi olur. O tarihten beri sürekli olarak modernize edilmiş olup soğutma suyu ve atık su için ayrı kanalizasyon hatları ile yıllar boyunca gelişmiş olan ileri atık su arıtma konseptinin ana öğesi haline gelir.
2013
Dünya üzerinde trafikte yol alan ve çevreye olumsuz etkisi bulunan yaklaşık 1 milyar araç bulunuyor. Yakıtlardaki yetersiz yanma ve minimum kirletici madde düzeyi, zararlı araç egzoz dumanı oluşumuna sebebiyet verebilir. 2006 yılında BASF tarafından satın alınan Engelhard Şirketi'nin 1976 yılında ilk üç yönlü katalizör ile çığır açmasının ardından, BASF araştırmacıları, 2013 yılında çok daha temiz bir çözüm bulmak üzere benzin motorları için ilk FWC™ dört yönlü katalitik konvertörleri geliştirir. Bu yeni teknoloji, yalnızca tek bir bileşen kullanarak, zararlı emisyonların en önemlilerini (hidrokarbon, karbonmonoksit ve nitrojen oksit) ve motor egzozundan çıkan parçacıklı maddeleri filtreleyip yok eder.
2015
İlk olarak Mannheim'da kurulmuş olan BASF, yaklaşık 380 adet üretim tesisi ve 70 araştırma tesisindeki ekibinden oluşan ağı sayesinde artık tüm dünyayı evi gibi görüyor. İnovasyon, büyümenin daima itici gücü olmuştur. Şu sıralarda BASF, rüzgâr enerjisi, su çözümleri ve mobilite için bataryalar (mikroskobik resim) gibi büyüme alanları üzerine odaklanıyor.