İklim için değişim

Kimya için çevreci bir itici güç 

Buharlı parçalayıcılar, kimya endüstrisinin kalbinde yer alan motorlardır. Yüksek sıcaklıkta, gazla çalışan fırınlar temel kimyasal üretimi için çok önemlidir, ancak süreç enerji yoğundur ve önemli miktarlarda CO2 yayar. İklim ve enerji sorununu ele almak için BASF, Sabic ve Linde, büyük ölçekli elektrikle ısıtılan buharlı parçalayıcı fırınları için dünyanın ilk demonstrasyon tesisinin inşaatına başladı. Bu projemizdeki hedefimiz: Kimya endüstrisinde en yüksek enerji yoğunluğuna sahip üretim süreçlerinden birinin CO2 emisyonlarını, bugün yaygın olarak kullanılan teknolojilere kıyasla en az %90 oranında azaltmak.

Resimde, mavi gökyüzüne karşı beyaz bir boru ve büyük cıvatalarla tutturulmuş bir T bağlantı parçası gösteriliyor.

Fikir: Değişime kulak vermek

Birçok günlük ürün, genellikle 850 °C civarında aşırı yüksek sıcaklıklarda çalışan fırınlar gibi buharlı parçalayıcılar olmadan var olmayacak malzemelerden üretil mektedir. Kimyasal değer zincirinin başlangıcında, bu fırınlar nafta adı verilen ham bir benzinden elde edilen uzun zincirli hidrokarbonları parçalar. Süreç; vitaminler, çözücüler, özel kimyasallar, plastikler ve farmasötikler dâhil olmak üzere birçok ürünün temelini oluşturan kimyasallar olan olefinleri ve aromatikleri üretir.

Ancak günümüzde buharlı parçalama işlemi fosil yakıtlar kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Fırınların elektriklendirilmesi küresel kimya endüstrisinin kalbini dönüştürebilir.

Temel maddeler: Nafta

Nafta ham petrolün damıtılmasıyla üretilir. Benzin üretiminde kullanılır, ancak aynı zamanda etilen ve propilen, benzen, toluen ve ksilen için de kaynak oluşturur. Metanol ve amonyak ile birlikte, bunlar neredeyse tüm endüstriyel organik kimynın dayandığı yedi temel kimyasaldır.

Mavi giysili iki işçi, kimyasal üretim için nafta gibi ana maddelerin taşındığı farklı renklerdeki büyük boruları kontrol ediyor.

BASF’nin Ludwigshafen’daki Verbund tesisinin kendi limanı bulunmaktadır. Bu terminalden, nafta, metanol veya sıkıştırılmış sıvılaştırılmış gazlar gibi kimyasal üretime için birincil bileşenler boru hatları yoluyla doğrudan üretim tesislerine veya bekletme tanklarına taşınır.

Misyon: Temel unsurları yeniden düşünmek

BASF, iddialı hedefler belirledi ve 2050 yılına kadar dünya genelinde net sıfır CO2 emisyonu1 hedefine ulaşmak için çalışıyor. Bu hedefe ulaşmak için kimyasal üretimin yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi çok önemlidir. eFurnace projesi, kimya endüstrisinin iklim nötrlüğüne giden yolculuğunda büyük bir etkiye sahip olabilir. Demonstrasyon tesisi, geleneksel buharlı parçalayıcılara kıyasla CO2 emisyonlarının en az %90 oranında azaltılabileceğini göstermeyi amaçlamaktadır. Bu hedef, doğrudan buharlı parçalayıcıların ısıtılmasından kaynaklanan emisyonları ve buhar ve elektrikten kaynaklanan emisyonları içeren Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3.1 emisyonlarını kapsar.

Emisyonları nasıl azalttığımızı öğrenin

İklim koruma hedeflerimiz hakkında daha fazla bilgi

1 Bu hedef, Kapsam 1, Kapsam 2 ve Kapsam 3.1 emisyonlarını kapsar. Diğer sera gazları Sera Gazı Protokolüne göre CO2 eşdeğerlerine dönüştürülür.

Bilgi grafiği ortadan ikiye bölünmüş ve BASF buharlı parçalayıcıyı yenilenebilir elektrikle doğrudan ve dolaylı olarak ısıtmak için iki farklı seçeneği gösteriyor. 
Bilgi grafiği ortadan ikiye bölünmüş ve BASF buharlı parçalayıcıyı yenilenebilir elektrikle doğrudan ve dolaylı olarak ısıtmak için iki farklı seçeneği gösteriyor. 

Yapı: İmkansızı entegre etmek

eFurnace demonstrasyon tesisinin inşası 2022 yılında başladı ve 2023 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanmaktadır. Başarılı olması halinde, yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin temel kimyasalları üretmek için gereken sıcaklıklara etkili bir şekilde ulaşabileceği kanıtlanmış olacaktır. İki ısıtma konsepti paralel olarak test edilmektedir: elektrik akımının doğrudan reaktör içindeki proses borularına gönderildiği doğrudan ısıtma ve boruları çevreleyen ısıtma elemanlarından gelen radyan ısının kullanıldığı dolaylı ısıtma. 

Prototip, BASF’ın Ludwigshafen’daki tesisinde mevcut iki buharlı parçalayıcıdan birine tamamen entegre edilecektir. BASF ayrıca Port Arthur (Texas), Antwerp (Belçika) ve Nanjing’de (Çin) buharlı parçalayıcılar kullanmaktadır.

Resimde bir fırının içi gösteriliyor; fırın 850 santigrat dereceye kadar ısıtılırken parlak turuncu renkte yanan alevler var

Hedef: Dönüşüm için pilot uygulama

eFurnace demonstrasyon tesisi saatte yaklaşık dört ton hidrokarbon işleyecektir. Tesis, bu miktardaki uzun karbon zincirini olefinlere ve aromatiklere ayırmak için rüzgar, güneş ve su gücünden elde edilen yaklaşık altı megawatt yenilenebilir enerji kullanacaktır.  

Bu, buharlı parçalayıcıları kullanmak için gereken önemli miktarda enerjiyi ve bu pilot projenin başarılı olması halinde elde edilebilecek potansiyel CO2 tasarrufunu göstermektedir. Dünya çapındaki tüm buharlı parçalayıcılar yeşil elektrikle ısıtılsaydı, kimya endüstrisinin yeşil enerji talebi üzerinde önemli bir etkisi olurdu.

Resimlerde, yeni BASF eFurnace projesini finanse eden Avrupa Birliği’nin YeniNesilAB (NextGenerationEU) programının logosu olarak bir Avrupa bayrağı gösteriliyor.
Resimde, ülke renklerinin yanındaki federal Alman kartalı ve yeni BASF eFurnace projesini destekleyen “Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı” etiketi gösteriliyor.

Yeşil kimyanın geleceği: Değişim için finansman

Alman Federal Ekonomi ve İklim Koruma Bakanlığı projenin büyük bir potansiyele sahip olduğunu fark etti. eFurnace demonstrasyon tesisinin geliştirilmesi, Almanya’daki enerji yoğun endüstrilere karbon nötr olma çabalarında yardımcı olan bir program olan “Endüstride(Sanayide) Karbonsuzlaştırma” finansman programı aracılığıyla 14,8 milyon Euro ile destekleniyor. Proje, YeniNesilAB (NextGenerationEU) programının bir parçası olarak Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

BASF’ın Net Sıfır CO2 emisyonlarına ulaşma ve büyük enerji yoğun buharlı parçalayıcının elektriklendirilmesi, dönüşüm yolculuğumuzda önemli bir kilometre taşıdır.
BASF Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Markus Kamieth’in mavi bir takım elbiseyle çekilmiş bir portresi yer alıyor.

Dr Markus Kamieth

BASF İcra Direktörleri Kurulu Başkanı

BASF “Verbund”: Kaynakların verimli kullanımı

“Verbund” Almanca’da “bağlı olmak” anlamına gelir. BASF’ de sürdürülebilirlik halihazırda yaşayan bir gerçekliktir. Benzersiz Verbund tesislerimizde, üretim tesisleri, enerji akışı, lojistik ve altyapı birbirine akıllı bir şekilde bağlanarak enerjiyi daha verimli kullanmamızı ve kaynakları korumamızı daha verimli sağlar. Bir süreçten elde edilen yan ürünler, diğerleri için ham madde olarak kullanılır. Bu sadece emisyonları azaltmakla kalmaz, lojistik maliyetlerini de düşürür. Bu akıllı ağ, aynı zamanda tesislerimizde optimum enerji tedarikini de mümkün kılar. Örneğin, bir tesisteki üretim sürecinden ortaya çıkan atık ısı diğer tesislerde enerji olarak kullanılır. 

Ludwigshafen’daki BASF Verbund tesisi yaklaşık on kilometrekarelik bir alan üzerine kuruludur ve dünyanın en büyük entegre kimyasal kompleksidir.

BASF’ın Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya’da olmak üzere dünya çapında altı Verbund tesisi bulunmaktadır. Bunlar, BASF ürünlerinin yarısından fazlasını oluşturan ana üreticilerimizdir. BASF 233 üretim tesisi daha işletmektedir.

BASF’ta yeşil kimya hakkında daha fazlasını okuyun:

Avrupa Birliği’nin YeniNesilAB (NextGenerationEU) programı ile finanse edilmektedir. İfade edilen görüş ve düşünceler yalnızca yazara aittir ve Avrupa Birliği ya da Avrupa Komisyonu’nun görüşlerini yansıtmayabilir. Ne Avrupa Birliği ne de Avrupa Komisyonu bunlardan sorumlu tutulamaz.